12 Haziran 2013 Çarşamba

Turkcell-PAF

Turkcell PAF takımı için yaklaşık 2 aydır devam eden süreç bu gün benim için sonuçlanırken çok farklı bir sektörde staj yapacak olmanın sevincini yaşıyorum. Bu zorlu süreci atlatan biri olarak yaşadığım tecrübeleri paylaşmak istiyorum. Eğer PAF takımının bir üyesi olmak istiyorsanız sizi öncelikle bir telefon mülakatı bekliyor. Aslında bu bir mülakat değil anket.Bu anket Turkcell'i ne kadar tanıdığınız ölçmeye çalışan ilginç sorulardan oluşuyor. "Turkcell ne şirketidir?" "Diğer operatörlerden fazla olarak kaç tane baz istasyonuna sahiptir?" ve Turkcell'in bu zamana kadar yürüttüğü projelerle ilgili sorular... Aslında bu anketin seçim sürecince pek fazla bir etkisi olmadığını düşünüyorum çünkü ankette soruların tamamına doğru cevap veren arkadaşlarım elenirken, çoğunu yanlış cevaplayan arkadaşlarımın elenmediğini gördüm. Bu anketten sonra sizleri genel yetenek ve ingilizce sınavı bekliyor. İngilizce sınavı çok zor olmasa da genel yetenek sınavı oldukça zorlayıcı. Genel yetenek sınavlarından bıkmış biri olarak bu sınavın girdiğim diğer sınavlara nazaran daha mantıklı olduğunu söyleyebilirim.Kısıtlı süre içerisinde bütün sorulara bakma fırsatım olmadı ve yapabileceğim tarzdaki soruları seçip yaptım. Sınavdan çıktığımda aslında umudumu kaybetmiştim ama mülakata davet edildiğimde anladım ki zaten bütün soruları yapmamızı beklemiyorlarmış. Bu sürecin son aşaması ve benim için en eğlenceli kısımı mülakatlardı. Mülakatların Ankara'da okuyanlar için Ankara'da yapılması benim için çok büyük bir avantajdı.Final dönemimde İstanbul'a gitmek zorunda kalmadım. Mülakatlar 3 kişilik guruplar şeklince yapılıyor ancak mülakata girdiğimiz kişilerle birlikte bir şey yapmamız beklenmiyor. 5 dakikalık bir sürede kendinizi anlatıyorsunuz ve mülakatınız bitiyor. Aslında mülakatımın iyi geçmesinin sebebinin bana verilen 5 dakikada bu günü kadar yaptığım beni öne çıkarabilecek her şeyi anlatmış olmama bağlıyorum. Sadece akademik hayatımdan değil sosyal hayatımdan, katıldığım kamplardan bahsetmemin mülakatıma giren çalışanların hoşuna gittiğini düşünüyorum. Mülakata gidecek olanları önerebileceğim en önemli şey ne istedikleriyle ilgili dürüst ve açık olmaları.Mesela bir endüstri mühendisi olarak kod yazmada çok da bilgili olmadığımı mülakatta açıkça söyledim. Zaten farklı farklı departmanlardan gelen çalışanlar mülakatta sizin için en uygun departmanı bulmaya çalışıyorlar ve bu yönde sorular soruyorlar. Telekomünikasyon sektörünün bizler için kapalı bir kutu olduğunu onlar da farkında anlayacağınız. Sonuç olarak mülakatıma giren 6 Turkcell çalışanı ilk bakışta beni biraz germiş olsa da mülakat ortamının gayet sıcak , her şeyi açık açık söyleyebileceğiniz rahatlıkta olduğunu söyleyebilirim. Bakalım Turkcell'de hayat nasıl olacak ve neler öğreneceğim?

15 Nisan 2013 Pazartesi

Genel Yeteneksiz Olmaz!

Okul önemli dediler lise hayatım boyunca çalıştım durdum ODTÜ'yü kazandım.Not ortalaması dediler elimden gelenin en iyisini yaptım. Dersler yetmez sosyal olmak lazım dediler ilgi duyduğum her alanda topluluklara katıldım.Şimdi 3. sınıf oldum ve torpil olmadan kendi emeklerimle bir staj bile bulamıyorum. Bu nasıl ülke? Bu hayatta emek vermeye, çalışmaya didinmeye gerek yok yüksek mevkilerde tanıdığın olsun sırtın yere gelmez okumana da gerek kalmaz.Ha bir de torpille almayan ama saçma sapan yetenek testleriyle, telefon mülakatlarıyla stajyer seçen firmalar var onların hakkını yememek lazım. Yahu biz zaten bu okulları kazanarak genel bir yeteneğimiz olduğunu kanıtlamadık mı? İnternetten gönder testi arkadaşlarınla birlikte yaptıysan ne mutlu sana yok bu testi tek yapmam lazım diye düşündüysen elen.Ya da ara telefondan saçma sapan sorular sorsun operatör sana, şansına senden önce birileri aranmış ve cevapları sana söylediyse ne mutlu sana değilse elen. Tamam anladık teknoloji gelişti ama insanı en iyi insan anlar bir mülakata çağır bari sen onu anla o seni anlasın insana bir kendini ifade etme şansı ver ya da ne bileyim dön bir özgeçmişine bak ne yapmış bu adam hayatta neleri başarmış, nelerle uğraşmış. Geçen sene 2. sınıfta torpilsiz olmaz dediler bulduk ayarladık stajı ama yeter. Beni ben olduğum, yeteneklerim, başarım, emeklerim için değil de torpilimin mevkisi, adı için ya da genel yetenek sınavındaki saçma sapan sorulara doğru cevap verdiğim için  staj verecek şirketi de ben istemiyorum. Gelecek sene de aynı şeyleri iş başvurusunda yapacaklarını anladım şimdiden. Cesaretiniz varsa bu çirkin iş dünyasına hiç girmeyin, okulunuzun güvenli, huzurlu, seviyeli ortamında akademisyen olun en azından birilerine bir şeyler öğretmenin hazzını yaşayın. Ben bunu yapabilecek kadar cesur muyum? Okumaya enerjim kaldı mı? Bilmiyorum..

18 Mart 2013 Pazartesi

Fulbright Bursu

Bu gün yazımı Fulbright Bursu için mülakata davet edilmenin ve mülakatta yaşadıklarımı anlatmanın hayali ile yazıyorum. Bu gün Fulbright Bursu için başvuru belgelerimi tamamladım ve yarın teslim edeceğim. Aslında yarın yapacağım bu başvuru bir hayalin peşinden koşmaktan başka bir şey değil, belki de sadece hayal olarak kalacak bir hayal "Amerika'da okumak". Her sene binlerce kişinin başvurduğu ve sadece 60 Türk vatandaşına nasip olan bu burs benim hayalim için tek yol. Bu zamana kadar elimden geleni yaptım bundan sonrası kısmet diyorum. Şimdi ilerde bu bursa başvurmak isteyebilecekler için bir kaç ipucu vermek istiyorum.
-Sizi böyle uçuk bir hayal için bile destekleyecek arkadaşlara sahip olun.
-Öyle asistanlarınız olsun ki en yoğun zamanlarında sizinle oturup motivasyon mektuplarınızı kontrol etsin, sizi cesaretlendirsin.
-Öyle bir okulda okuyun ki ingilizce yazılarınızı kontrol ettirebileceğiniz bir ofisi olsun.
-Öyle bir bölümde okuyun ki, ders aldığınız profesörler size isminizle hitap etsin, referans mektubu istediğiniz de  "tabi ki" desin.
-Arkanızda öyle biri olsun ki, 2 sene ayrılığı göze alsın "Hayallerinin peşinden git" desin.
-Öyle bir aileniz olsun ki yıllardır okumanız için hiç masraftan kaçınmayan ama artık üniversite de bitiyor rahatlayacağız diye düşünürken ben master yapacağım diyen kızına "Senin kararın, biz arkandayız ".desin.


"Umut fakirin ekmeğidir:)"

5 Mart 2013 Salı

Mutlu bir son

Olumsuz sonuçlanan 2 mülakatımdan sonra sonunda iyi bir haber geldi ve Garanti Bankası-Talent Camp' e katılmaya hak kazandım. Şimdi dönüp bu mülakatımla başarısız geçen 2 mülakatım olan Deloitte-International Student Business Forum ve FinansUP mülakatlarını karşılaştırdığımda aslında bende değişen çok da bir şey olmadığını fark ettim ve şu sonuca vardım:' başarılı ya da başarısız mülakat yoktur sizi arayan ya da aramayan firma vardır' Belki bu düşüncenin arkasına sığınarak içimi rahatlatıyorum belki de bu başarısızlıklarımla kendime olan güvenimi kaybetmemeye çalışıyorum bilemiyorum:)
Talent Camp' e katılmak isteyenler için bir kaç tavsiye vermek istiyorum. Bu kampa başvurmadan önce ben bir bankada ne yapabilirim diye bir düşünün derim. Çünkü Garanti Bankası bu kampı her ne kadar öğrenciler için yapıyor olsa da, bu kampa katılan insanların kafasında bir gün Garanti'de çalışır mıyım sorusunun olmasını istiyor bence. Bizler bu tür programlara her ne kadar kendimizi geliştirmek için katılıyor olsak da,   firmaların bu tür organizasyonları kendilerine uygun çalışanları şimdiden tanımak için düzenlediklerini düşünüyorum. Eğer bu kampa katılmak istiyorsanız mülakat günü size verilen formda sorulan 'hangi sektörlerde çalışmayı düşünüyorsunuz' sorusuna bankacılığı eklemeyi unutmayın. Bir de mülaktta sosyal yönlerinizle başarılarınızı, akademik hayatınızı dengeli bir şekilde anlatmaya çalışın derim. Özellikle yurt dışında bir etkinliğe katıldıysanız bununla ilgili ayrıntılı sorulara hazır olun, bu etkinliğin size ne kattığını iyi düşünün. Son olarak da geleceğe dair planlarınızla bu kampın örtüşüp örtüşmediğini bir daha düşünün. Hayatınız boyunca her gün yeni bir şeyler öğrenmek, kendinizi geliştirmek istiyorsanız Garanti Bankası'nın aradığı siz olabilirsiniz.
Unutmayın ki tecrübe her alanda olduğu gibi mülakatlar konusunda çok önemli. İlgilenmediğiniz bir şirket olsa da tecrübe kazanmak için başvurun ve mülakatına katılın derim.

3 Mart 2013 Pazar

13. Yönetim ve Mühendislik Günleri-ODTÜ

Bu hafta sonumu ODTÜ KKM'de düzenlenen 13. Yönetim ve Mühendislik Günleri'nde geçirdikten sonra 3 senedir bu etkinliğe katılmamanın pişmanlığını yaşadım. Birbirinden değerli katılımcılarıyla ve organizasyonuyla  beni şaşırtan bu etkinlik için ODTÜ Verimlilik Topluğuna teşekkür ediyorum. Aslında bu etkinliği benim için özel ve önemli yapan şey etkinliğin açılış konuşmasını yapan değerli hocamız ve yeni bölüm başkanımız Murat Köksalan'ın anlattıkları oldu. Üniversitenin nasıl bir ortam olduğunu anlatmak isteyen hocamız sıkı yönetim zamanında Cahit Arf, Uğur Ersoy ve Genelkurmay Başkanı arasında geçen şu konuşmayı paylaştı bizimle(olay Uğur Ersoy tarafından TÜBİTAK için yazdığı yazıda şöyle anlatılıyor);

  '' Genelkurmay Başkanı'nın odasına girdiğimizde biraz şaşırdık. Oda, üç dört yıldızlı generallerle doluydu. Parti başkanlarına yaptığımız gibi, ODTÜ'deki sorunu genel çizgileri ile özetledik ve hareketimizin kesinlikle siyasi bir niteliğe sahip olmadığını vurguladık. Konuşmam bittiğinde oda derin bir sessizliğe bürünmüştü. Bu sessizliği Genelkurmay Başkanı'nın tok sezi bozdu:
"Hocam, benim anlayamadığım bir husus var. Bizim de üniversitemiz var: Harp Okulu. Orada hiçbir disiplinsizlik yok, çıt çıkmıyor. Sizde boyuna sorun çıkıyor. Bunu anlamakta güçlük çekiyorum".
Ne söyleyeceğimi şaşırmıştım. Verilecek yanıt belliydi; ama bu yanıt Genelkurmay Başkanı'nı gücendirebilirdi. Bunu da kesinlikle istemiyorduk. Ne yapacağıma karar verememenin sıkıntısını yaşarken Cahit Hoca yardımıma yetişti.
"Uğur, Sayın Başkan'ın bu sorusuna ben yanıt vereyim. Paşam önce bir soru sorayım size. Harp Okulu'nda öğrencilere ne öğretilmesi gerektiğini biliyor musunuz?"
"Elbette biliyoruz," diye yanıt verdi Başkan. Cahit Hoca son derece sakin, gülümseyerek devam etti.
"Bakın Paşam, sorun buradan kaynaklanıyor. Biz öğrenciye ne öğreteceğimizi tam olarak bilmiyoruz. Daha doğrusu emin değiliz. Eğer öğreteceğimiz her şeyden emin olsaydık, o zaman orası üniversite olmazdı. Üniversite, tartışarak gerçeklerin arandığı bir kurumdur. Tartışma olan yerde de sorun çıkması doğaldır Paşam".
 Bu etkinlikte okulumun öğrencileriyle ve hocalarıyla bir kez daha gurur duydum.

Referans
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bdergi/ozel/arf/ersoy.html


27 Şubat 2013 Çarşamba

Garanti Bankası- Talent Camp Mülakatı

Bugün şimdiye kadar girdiğimin mülakatların en kısasına girmiş bulunmaktayım. Garanti Bankası'nın her yıl düzenlemiş olduğu bu güzel etkinlik için 15 dakikalık mülakatı yeterli gördüler sanırım. Mülakata başlamadan önce bir form verilip bizden doldurmamız istendi. Bu formda kişisel bilgilerimize ek olarak kariyer planlarımızdan, bankacılık ya da finansın özel bir alanıyla ilgilenip ilgilenmediğimiz sorulmuştu. Formu teslim ettikten sonra mülakat başladı. Öncelikle söyleyebilirim ki mülakat ortamı çok rahat, ik çalışanı da gayet güler yüzlüydü. 'Biraz kendinden bahset' cümlesiyle başlayan mülakatım anlattığım şeyler üzerinden ilgi çekici yerlere yönelik sorularla devam etti. Özellikle yurt dışı tecrübelerim, sosyal hayatımın üzerine sorular soruldu. Benim mi çenem biraz düşüktü yoksa zaman mı dardı anlamadım ama anlatmak istediklerim içimde kaldı resmen. 'neden Talent Camp' sorusuyla sonlanan mülakat alıştığım mülakatlardan biraz farklıydı benim için. Bundan önceki mülakat tecrübelerimle karşılaştırırsam bu mülakat biraz yüzeyseldi. Diğer mülakatlarda sorulan sorulara cevap vermek için durup düşündüğüm, kendimi zorladığım anlar olmuştu. Ama şimdiye kadar girdiğim mülakatlardaki ortak sorularım hiç biri sorulmadı.( ' bize bir gurup çalışmanı anlatır mısın?' , 'hiç istemediğin insanlarla çalışmak zorunda kaldın mı?' ) Belki de insanları sıkıştırmak yerine akışına bırak dinlemek istediler bilemiyorum. Bunlara ek olarak şunu söyleyebilirim ki mülakat için İK çalışanlarının okulumuzu gelmesi, bizleri genelde okullara uzak olan bölge müdürlüklerine davet etmemeleri çok iyi bir seçimdi. Sonuç olarak benim için sıkıntısız, rahat ve güzel bir mülakattı umarım sonucu da öyle olur.

26 Şubat 2013 Salı

Ön söz:)

Yaklaşık 2 senedir mülakatlara katılıyorum ve karşımda oturan ik çalışanın sorularını cevaplayabilmek için tabiri caizse alın teri döküyorum. Düşündüm ki benimle aynı durumu yaşayan bir çok öğrenci var. Staj ve iş başvurularımızın yoğun olarak devam ettiği şu günlerde belki sizlere bir yararı dokunur diye böyle bir blog kurmaya karar verdim. Umarım yazdıklarım size mülakatlarınızda yardımcı olur. Yarın burada paylaşacağım ilk mülakatıma katılacağım bana şans dileyin:)